Ekmel Özbay, Ankara 25 Mart 1966 tarihinde doğdu. O
elektrik mühendisliği dalında lisans derecesi aldı Orta
Doğu Teknik Üniversitesi1987
yılında, Ankara, Türkiye. Onun
Yüksek Lisans ve Doktora aldı elektrik
mühendisliği derece Stanford
Üniversitesi 1989
ve 1992 yılında.
1992-1993 yıllarında, Özbay, Stanford Üniversitesi'nde doktora sonrası
araştırma görevlisi olarak çalıştı. Stanford
Araştırma yüksek tünel rezonans hızı ve optoelektronik cihazlar üzerinde
duruldu. |
Yeni
yüzyılın bilimi Nanoteknoloji alanındaki
çalışmasıyla çok sayıda ödül alan 41 yaşındaki Prof.
Özbay, yoğun temposuna 6 çocuk sığdırmayı başardı.
O, Birinciliğe Doymuyor
Ankara Fen Lisesi'ne birincilikle giren, ÖSS'de
Türkiye birincisi olan, 2005'te AB'nin Bilim Oscarı
Descartes ödülünü alan Bilkent Üniversitesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Ekmel Özbay, başarıya doymuyor. Yeni
yüzyılın bilimi Nanoteknoloji alanındaki
çalışmasıyla çok sayıda ödüle layık görülen Özbay,
en son 2006 TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü aldı.
Sırrı, Zamanı İyi Kullanmak
Sürekli makale yazan ve çok sayıda proje yürüten
Özbay, bu yoğun temposuna 6 çocuk sığdırmayı başardı
İki kez evlenen Prof. Özbay, ailesinden asla
fedakarlık yapmadığını söylüyor. Başarısının sırrını
yüzde 10 'pırıltı'ya, yüzde 90 iyi işlenmeye
bağlayan Özbay, "Zamanı iyi kullanıyorum ve düzenli
çalışıyorum" diyor.
AB DESCARTES ÖDÜLLÜ TEK TÜRK PROF. DR. EKMEL
ÖZBAY
Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi
Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay, 'daha küçük cep
telefonu ve 200 saatlik DVD' gibi sonuçları olan
çalışmasıyla, AB'nin en iyi bilimsel projelere
verdiği 'Descartes Bilim Ödülü' alan ilk Türk oldu.
Yunanistan, ABD ve İngiltere'den bilim adamlarıyla
birlikte 1999 yılında başlatılan 'meta malzeme' ya
da 'solak malzeme' araştırmasını başarıyla
sonuçlandıran Prof. Dr. Özbay ve ekibi, beş önemli
projeye verilen Descartes ödüllerinden birini
kazandı. Işığın ters yönde kırılmasını sağlayan
malzemeyi üreten Özbay ve birlikte çalıştığı bilim
adamları, bu yöntem sayesinde cep telefonları ve
bilgisayar çiplerinin küçültülmesinden
mikroskopların etkinliğinin artırılmasına kadar
birçok etkisi olacak. Londra'daki 'Kraliyet Bilim
Topluluğu'nda dün düzenlenen törene katılan Özbay,
"Türkiye'yi bilimsel anlamda da Avrupa'ya soktuk"
dedi.
Birçok alanda devrim yaratacak
Geliştirilen meta malzemenin belli bir açıyla
kırılan ışığın ters yönde kırılmasını sağlayarak
birçok alanda devrim niteliğinde yeniliklere yol
açacağını anlatan Prof. Dr. Ekmel Özbay, meta
malzemelerin doğada bulunmadığını, laboratuar
ortamında geliştirildiğini ifade etti. Özbay,
ışığın
ters kırılmasının yeni bir optik sistemini ortaya
çıkardığını ve normal kırılmanın ötesinde sonuçlar
alınabildiğini belirtti. Özbay, şöyle konuştu:
"Örneğin normalde ışığı odaklamanın bir sınırı
vardır. Bu da DVD'lerin kapasitesini belirler. Biz
projemizle bu sınırı ortadan kaldırıp, bir DVD'nin
kapasitesini 100 kat artırmayı hedefliyoruz. Böylece
200 saatlik filmi alabilecek DVD'ler üretmek,
kapasiteleri 10 bin GB'ye kadar yükseltmek mümkün
olabilecek."
TÜRKİYE’DE BİR İLK: BİLKENT ÜNİVERSİTESİ
NANOTEKNOLOJİ ARAŞTIRMA MERKEZİ
Yunancada cüce anlamına gelen “nano” bir fiziksel
büyüklüğün bir milyarda biridir. Örneğin, nanometre,
metrenin milyarda biri olup, bir nanometre yaklaşık
2–3 atomun yan yana dizilmesiyle elde edilen
uzunluktur. Nano ölçeklerde yapılan bilim
çalışmaları yanı diğer adı ile nanobilim çok yeni
değildir. Kimyacılar yüzyıllardır nanobilim ile
uğraşmaktadırlar. Ancak son yıllarda yapılan
çalışmalar sonucunda keşfedilen yeni yöntemler ile
bu çalışmalar uygulamalı teknolojiye odaklanmıştır.
Uygulamaya dönük nanobilime nanoteknoloji
denmektedir. Nanoteknolojinin üç tanımlayıcı
özelliği vardır:
1. Boyut: Nanoteknoloji 1 ila 100 nanometre
boyutları arasında olan nanoyapıların araştırılıp,
teknolojilerin geliştirilmesidir.
2. Davranış: Nanoteknolojide üretilen ve
kullanılan yapılar çok küçük olduğundan, bu
boyutlarda sınır ve kuantum etkileri baskın hale
gelir. Yani nanoyapıların fiziksel davranışlarını
daha büyük boyutlardaki (mikro)yapılara kıyasla
farklı özellikler gösterir. Nanoteknoloji bu
farklılıkların yaratılmasını ve yararlı şekilde
kullanılmasını sağlayan teknolojidir.
3. Atom boyutunda işleme: Nanoteknoloji
atomik ölçekte kontrol yeteneğinin
geliştirilmesidir.
Yaklaşık 10 sene önce, ABD’nin eski başkanı Bill
Clinton nanoteknolojiyi ABD’de en öncelikli ve
kritik alan olarak ilan edince bu konu ABD’nin
devlet tarafından en çok desteklenen programlarından
biri oldu. ABD’de nanoteknoloji alanında çalışan
büyük araştırma merkezleri – üniversite - sanayi
araştırma üçgenleri kuruldu. ABD’yi yakından izleyen
Japon hükümeti de daha önce benzeri görülmemiş
parasal destekleri nanoteknoloji için seferber etti.
Aynı şekilde Avrupa Birliği’nde de nanoteknoloji
öncelikli bir alan olarak seçildi ve beş yıllık bir
süre için nanoteknoloji ve ilgili alanlara 1,3
milyar Euro destek ayrıldı. Verilen destekler
sonucunda, nanoteknoloji çok çeşitli alanlarda hızla
yaşamımıza girdi. Bilişim ve haberleşmeden, savunma
sanayi, uzay ve uçak teknolojileri ve hatta
moleküler biyoloji ve gen mühendisliğine kadar
birçok konuda yenilikler getirdi. Araştırmalar devam
ettikçe nanoteknolojiden faydalanma alanları da
artacaktır. Önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde
nanoteknoloji sayesinde bilgisayar işlemcileri ancak
mikroskop altında görülecek, insan vücudunun içinde
hastalıklı dokuyu bulup iyileştiren, ameliyat yapan
nanorobotlar yapılacak, insan beyninin kapasitesi ek
nanohafızalarla güçlendirilecek, günümüzdekilerden
çok daha hafif ve dayanıklı malzemeler üretilecek,
günlük yaşamda kullanılan tekstil ürünleri
değişecektir.
Bilkent Üniversitesi’nde 2003 yılında Nanoteknoloji
Araştırma Merkezi (NANOTAM) kurulmuştur. 2004
yılında kendi binasına taşınan merkezde 20
araştırmacı çalışmakta ve nanofotonik ve nano-optoelektronik
alanlarında çeşitli ulusal ve uluslar arası
araştırma geliştirme projeleri yürütülmektedir. Dört
tanesi Avrupa Birliği projesi olmak üzere, ondört
araştırma projesinde nanofotonik kristaller,
nanoplazmonik yapılar ve nano-metamalzemeler
konularında araştırma yapılmaktadır.
Bir söz:
İrtifanı yeteneğiniz değil tutumunuz belirler.”
James Caan
|